Fransa'nın günlük resmi gazetesi olan "Journal Officiel de la Republique Française", 27 Mart 1874 tarihli yazıda İzmir'in son dönemdeki kalkınmasıyla Avrupa'nın en büyük ticaret limanı olabilecek potansiyelini aktarıyor.
Smyrna şehrinin ticari önemi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Bu kadar kısa bir analizde, bu büyük şehrin art arda yaşadığı farklı refah veya çöküş dönemlerinin ayrıntılı bir şekilde tüm hikayesini anlatmamız ne yazık ki mümkün değil. Türkiye'nin övgüyü hak eden çabalarını ve bu çabalar sonucu şehrin son dönemdeki kalkınmasını inceleyeceğiz. Büyük Avrupa ticaretinde Levantenlerin en önemli ticari merkezi haline gelen Smyrna'nın ticari hikayesi ilham verici.
Bizans İmparatorluğu altında siyasi çekişmeler, büyük fetihler, istilalar Smyrna’nın gelişmesinin önünde büyük bir engel oldu. Roma egemenliği altında zaten refah içinde olan Smyrna, Bizans egemenliğine geçtiği andan itibaren barbarların eline düşmüş, din savaşları zamanında eziyet görmüş, o zamana kadar istikrarlı bir şekilde yükselen ticaretini çok geçmeden kaybetmişti. On altıncı yüzyılda, şehirde boy gösteren türlü felaketten sonra Smyrna’nın gelişimi adeta felç olmuş, şehrin varlığını dahi tehdit eden bir hal almıştı. Smyrna'nın yıkılması kaçınılmaz görünüyordu ancak bugün, tam tersine şehir daha güçlü bir ticarete ve refaha sahip.
16. yüzyılın sonlarına doğru Batı'nın gözü Küçük Asya'ya çevrildi: Levantenlerin arasında ticaret ustaları olarak bilinen Hollandalılar, Türk imparatorluğundan önemli ayrıcalıklar elde ettiler ve sayısız şirket kurdular. Danimarkalılar ve İsveçliler bu örneği taklit ederek şehirde yeni ticari koloniler kurdular. Sonunda, Hollandalıların başarısından cesaret alan İngiltere, gemilerini bu küçük körfeze gönderdi ve Levant Company'nin kurulmasıyla, bugüne kadar koruduğu ticari üstünlüğü ele geçirdi.
Bu uygun koşullar altında, Smyrna'nın refahı hızla arttı ve büyüdü. Buhar makinesinin seri üretimde yaygınlaşması, ticaretin gelişmesini daha da kolaylaştırdı. Avusturyalı Lloyd düzenli bir lojistik ağı kurarak İzmir'e Avusturya ve Alman ürünlerini ithal etti. İngiliz, İtalyan, Rus ve Mısır gemileri her geçen gün daha önemli hale gelen Smyrna körfezine doğru ilerliyordu. Bu sürecin sonunda nihayet Fransa da bakışlarını Doğu'nun uzak bölgelerine çevirerek Smyrna ticaretinde aktif rol almaya başladı.
Kırım Savaşı sırasında Smyrna'nın önemi tartışılmazdı. Şehrin sahip olduğu sermaye belki de tüm Orta ve Uzak Doğu'nun sermayesine eşitti.
İngiliz sermayesi tarafından oluşturulan büyük şirketler aynı zamanda bu şehre büyük yatırımlar yaptılar. İlk olarak İzmir'i Aydın'a bağlayan Türk demiryolu inşa edildi. Gelibolu üzerinden İstanbul’a uzanan bir telgraf hattı kuruldu. Bu sayede Osmanlı İmparatorluğu ticari olarak Avrupa'nın ticaretine entegre olabildi.
Aynı dönemde gemi sayısı ve tonaj rakamları iki katından fazla arttı.
Ancak son yıllarda İngiltere, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan ticari krizler ve nihayetinde başlayan savaşlar ile Smyrna’nın ticari hacmi bir miktar azaldı.
Halılar, pamuklar, hububatlar, süngerler, yağlı tohumlar, deriler, susamlar, incirler ve üzümler… kısacası Sivas’tan Ege Denizi’ne kadar Anadolu’da üretilen ne varsa Smyrna’dan Avrupa’ya açılıyor.
Her yıl daha da büyüyen halı sektörü, ülkedeki en önemli sektör olarak kabul edilebilir. Yaklaşık yarım asırdır çeşit ve kalitesi ile Avrupa’daki pazarını daimi hale getiren Türk halıcılığı çok itibarlı bir noktaya yükseldi.
En fazla halı siparişi veren şehir Paris. Fransa’nın başkentini sırasıyla; Londra, New York, Boston, Berlin ve Viyana izliyor. Avrupa pazarlarında yer bulan bu halılar Gördes, Kula ve Uşak’ta dokunuyor.
Halıcılık, tamamen el emeği gerektiren seri üretimi olmayan, özel bir zanaattır. Zanaatkarlar, aileleri ve en yakın akrabalarıyla halıları evde dokuyorlar. Fabrika yok, büyük kuruluş yok, gözetim yok, teftiş yok! Smyrna’nın Buca, Bornova ve Punta mahallelerinde bulunan acentalar, işçilerle direkt iletişime geçerek siparişlerini veriyor, terminleri belirliyor ve kararlaştırılan zamanda halıları alıp İzmir'e getiriyorlar.
Pamuk endüstrisi de çok gelişiyor
Kuzey Amerika Devletleri'nden sonra toprağı ve iklimi pamuk ekimine elverişli olan en büyük yer Küçük Asya'dır. Ayrıca Amerikan savaşından beri Avrupa ülkeleri bu ürünle ciddi şekilde ilgilenmeye başladığı için Smyrna’da pamuk ticareti çok yaygınlaşmış durumda. Bakır, Hermus, Menderes ve Kaitros vadilerinde bol miktarda pamuk ekimi yapılıyor. Alınan hasat Smyrna'ya gönderiliyor. Toplanan pamuk şehirde balyalanıp, preslendikten sonra tüketici pazarlarına gönderiliyor. Pamuk sektöründe en fazla siparişi veren ülkeler ise sırası ile İspanya ve Fransa.
Haşhaş hala Smyrna ticaretinin önemli kaynaklarından biri olarak sayılabilir. Kütahya, Uşak, Isparta ve Konya ovalarında büyük bir özen ve ihtiyatla yetiştirilen haşhaş , uyuşturucu hammaddesi olarak kullanılabildiği için Smyrna’da büyük spekülasyonlara konu oluyor. Smyrna’dan Haşhaş ithal eden ülkeler arasında ABD, İngiltere, Hollanda ve Almanya gibi büyük devletler de bulunuyor.
Diğer ihraç ürünleri (baharat, incir, süngerler) görece düşük rakamlara sahip. Son yıllarda komuoyuna mal olan birkaç suistimal, birkaç adaletsizlik belki ticaret reformlarının önünü açacaktır. İzmir halkı ve tüccarları yakalamış oldukları bu ticari başarı ve istikrara saygı duyarak, sahiplenerek çalışmaya devam ettikleri sürece Smyrna yıllar içinde Avrupa’nın en büyük ticaret limanı haline gelebilir.
Journal Officiel de la Republique Française - 27 Mart 1874
Çeviri: Efe Yelbuğa / 35 Punto