İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Kadın ve İktisat Kongresi”nin “Demokrasi ve İktisat” oturumunda araştırmacı yazar Bekir Ağırdır ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kaygusuz konuşmacı olarak yer aldı. Kadının istihdam ve eğitime dâhil olduğunda hayatın değiştiğini söyleyen Bekir Ağırdır, “Asıl mesele kadınları örgütlemek” dedi. Doç. Dr. Özlem Kaygusuz ise “1937’de kadınların Meclis’te temsilinde dünyada 2’nci sıradayken bugün 133’üncü sıradayız” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 15-21 Şubat tarihlerinde düzenlenecek İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin ilk forumu olan Kadın ve İktisat Kongresi’nde “Demokrasi ve İktisat” oturumunda araştırmacı yazar Bekir Ağırdır ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kaygusuz konuşmacı olarak yer aldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de izlediği forumda Çocuk Genç Sanat Tiyatrosu flashmob gösterisiyle katıldı. Ahmed Adnan Saygun Merkezi’ndeki forum katılımcıları hep bir ağızdan coşkuyla İzmir Marşı’nı seslendirdi.
"İhtiyacımız Olan Şey Bereketi, Adaleti Yeniden İnşa Etmek"
Sözlerine İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’yle ilgili farklı bir heyecan gördüğünü söyleyerek başlayan Bekir Ağırdır, “Bu kongrede yarına yürünüyor. Yarına yürümek farklı bir şey. Bunu üç şeyle özetleyebilirim. Medeniyet, bereket, adalet. Medeniyet, kurum ve kuralları rasyonel akla göre inşa etmek. Adalet, bütün çeşitliliği inşa etmek. Bereket de kalkınma. Bugün de aynı noktadayız. Yeni baştan berekete, adalete dönüşü tesis etmek, demokrasiyi inşa etmek gerek. 100 yılın kazanımlarını cebimize kar koyacağız ve kayıplarını hedef alarak yolumuza emin adımlarla ilerleyeceğiz. Demokratikleştirerek iktidara ortak olmak gerek. Şimdi ihtiyacımız olan şey bereketi, adaleti yeniden inşa etmek. Bunun için iktidarı ele geçirmek gerek” şeklinde konuştu.
"Yolumuz Açık Olsun"
Türkiye’de bir değişim olduğunu söyleyen Bekir Ağırdır, “Sandığınızdan, gördüğünüzden çok daha farklı bir bilinçlenme var. Türkiye kentleşiyor. Türkiye yüzde 92’si kentli bir ülke. Türkiye apartmanlaşıyor. Son 15 yılda sobalı evlerden apartmana dönüş var. Bu ne demek? Metropolleştikçe bir hayat oluyor ve kadının dâhil olmadığı bir hayat sürdürülemiyor. Son 15 yılda 100 yetişkinin 50'si erkek 50'si kadın. Bugün ev kadınıyım diyen kişi sayısı gittikçe azaldı. Kadın istihdama, eğitime dahil olduğu an hayat değişiyor. Asıl mesele kadınları örgütlemek, asıl mesele mağdurları örgütlemek” dedi.
"Siyasette Kadın Büyük Bir Mücadele Veriyor"
Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özlem Kaygusuz, Meclis’te kadın oranının oldukça düşük olduğunu belirterek “Erkekler Meclis’te yüzde 82,8 oranında temsil edilirken, bu oran kadınlarda sadece yüzde 17,2. Dünya ölçeğinde düşünürsek bu oran ortalamanın altında kalıyor. Oysa Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını pek çok ülkeden önce kazandı. 1930’da belediye, 1933 yılında muhtarlık, 1934 yılında ise milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etti. 1937’de kadınların Meclis’te temsilinde dünyada 2’nci sıradayken bugün 133’üncü sıradayız. Kısacası aradan geçen 88 yıla rağmen bu oran ancak yüzde 17,2’ye yükseldi, dünya ortalamasında ise oldukça geriye gittik. Bugün Türkiye’de siyasi partiler kadınları seçilebilir yerlerden aday göstermiyor. Bu yüzden siyasette kadın büyük bir mücadele veriyor. Bu konunun tam anlamıyla eşitliğe kavuşması siyasi bir mücadele gerektiriyor” dedi.
Günümüzde pek çok siyasi partinin kadın kotası bulunduğunu, ancak bu kotanın sadece kağıt üzerinde olduğunu vurgulayan Kaygusuz, “Bazı partilerde ise böyle bir kota dahi yok” dedi.