Tarih

Haremden Kurtulan Türk Kadını Hakim Oluyor | Images - 1941

100'üncü yılında Cumhuriyet Devrimi’ne daha yakından bakmak, unuttuklarımızı bir nebze hatırlamak ve hatırlatmak için...

Abone Ol

Bugün sadece cumhuriyeti değil, bölük pörçük tebaaların, birbirinden haberi olmayan kasabaların, kentlerin birleşerek Anadolu’da bir ulus olmasının, halkının her ferdinin birey olmasının da 100’üncü yılını kutluyoruz.

En azından Türkiye için cumhuriyet; sadece bir yönetim biçimini ifade etmez. Aynı zamanda köklü ve hızlı değişimlerin de miladı olduğu için halktaki karşılığı bambaşkadır. Lakin bu karşılık, son yıllarda atlattığımız ve atlatmakta olduğumuz birçok badire arasında bir miktar erozyona uğruyor. Hikayemizin nasıl başladığını ve bugünlere nasıl geldiğimizi bir bayrak ve bir de fotoğrafa indirger olduk.

İmkanlar çerçevesinde eşine az rastlanır sosyolojik ve iktisadi devrimlerin büyük bir hızla ilerlediği, diğer toplumların "çölde bir vaha" olarak adlandırdığı Cumhuriyet Devrimi’ne daha yakından bakmak, unuttuklarımızı bir nebze hatırlamak, hatırlatmak için; Mısır'da yayınlanan "Images" dergisinin 24 Mart 1941 tarihli, Cumhuriyet'in ilk 20 yılında neleri, nasıl başardığının anlatıldığı 602'nci sayısındaki tüm içeriklerin Türkçe çevirilerini 29 Ekim'den 10 Kasım'a kadar sizlerle paylaşacağız.

Yazı dizimizin kadın devrimini ele alan bu üçüncü bölümünde TBMM'deki kadın vekil sayısına ve ilk kadın vekillerden Hatı Çırpan'ın hikayesine de dikkat çekiliyor.

Atatürk'ün gerçekleştirdiği en radikal reformlardan biri şüphesiz, yüzyıllardır ulusal hayatta neredeyse hiç rolü olmayan Türk kadınının özgürleşmesiyle sonuçlanan devrimdir.

Atatürk, geleneksel olarak ülkesinin kadınlarının güzel yüzlerini örten peçeyi attı. Onları, münzevi bir yaşam sürdürdükleri haremlerden alıp kamusal alana çıkardı. Daha önce sadece erkeklere layık görülen meslekleri onlara açtı ve kamu görevlerine erişmelerine izin verdi. Birkaç yıl içinde tamamen yeni, aktif, güçlü, sağlıklı, sorumluluklarının bilincinde bir kadın tipi yarattı. Üstelik bu reformdan sonra Türk kadınlarının ne kadar mutlu olduğunu görmek, Atatürk'ün hayret verici öngörüsünü her şeyden daha iyi kanıtlıyor.

Her ne kadar Türk toprağını terk etmemiş biri olarak diğer ülkelerde kadınların özgürleşmesinin sonuçlarını kendi başına değerlendirme fırsatı olmasa da, bu reformu başından itibaren gerekli gördü ve programının en başına yerleştirdi. Atatürk'e yol gösteren büyük fikir, ulusun devamının temelinde kadınlar olduğundan, ülkeyi dönüştürmeyi amaçlayan her eylemin mutlaka onlara dayanması gerektiğiydi. Aynı zamanda kadının erkeğin refakatçisi olduğu Türk boylarının kadim özgürlüğünü de onlara geri vermek istiyordu.

Atatürk'ün girişimi çok kısa sürede bugün bile hayret uyandıran sonuçlar verdi. 1923'ten 1933'e kadar olan on yıllık süre içerisinde ilkokula giden kadınların sayısı 1’e 4 oranında arttı. Ulusal devrimin başlamasından beş yıldan az bir süre sonra kadınlar tüm mesleklerde temsil ediliyordu. Şu anda bir okuldaki 100 öğrenciden yaklaşık 40’ı kadın; ilkokullarda ise her 3 öğretmenden 1’i kadın.

Kadınların küçük yaştan itibaren çocuk yetiştirme yöntemlerini öğrenmesi için alınan tedbirler sayesinde çocuk hastalıkları vakaları yüzde 40 oranında azaldı.

Bugün Türk kadını doktor, avukat, belediye meclis üyesi ve mimar olabiliyor. Devlet yönetimlerinde çok sayıda kadın memur bulunuyor. Kararları çok takdir edilen kadın hakimler de var. Anlaşılan o ki Türk kadını hukuk bilimlerinde doğuştan yetenekli.

Kanun önünde Türk kadını erkekle eşittir. TBMM milletvekilleri arasında şu an 17 kadın yer almakta; bu sayıya şimdiye kadar herhangi bir Avrupa veya Amerika ülkesi ulaşamadı. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde bile yalnızca 7 kadın milletvekili mecliste görev yapıyor.

Millet Meclisinde oturan 17 kadından 16'sı kültürlü, tıp ve öğretmenlik alanlarında yüksek mevkilerde bulunan kişiler; 17’nci ise dikkat çekiyor. Tıknaz ve kararlı bir köylü kadın, bir savaş gazisinin karısı ve beş çocuk annesi; tarlada çalışıyor ve ev işlerine bakıyor. Bu onun köyünün belediye başkanı olmasını engellemedi ve bu sıfatla köyünde yaşayanların yaşamını ve ahlakını değiştirdi. Bunun haberini alan Mustafa Kemal onu görmeye gitti ve bu mütevazı işçinin yeteneklerinden o kadar etkilendi ki, onun parlamentoya katılan ilk kadın olmasına karar verdi.

Türk kadını peçeyi reddetti - Parlamentoya girmek ve kamu görevine erişmek için haremlerinden ayrıldılar. Mustafa Kemal de kadınların, milletin hayatında öncü bir rol oynamasının önemli olduğunu düşünüyordu. Türk kadını bugün sosyal yaşamda ata biniyor, tenis oynuyor, kayak yapıyor ve hatta uçuyor.

Ziraat okullarında önemli sayıda genç kadın öğrenci eğitim görüyor - Genel olarak konuşursak, Türkiye'de kadınlar eğitimli ve pratik bir karaktere sahiptir. Bütün şehir merkezlerinde genç kızların geleceğe yönelik ev sanatlarını öğrendikleri okullar var. Türkiye'de ayrıca resim, el sanatları ve işletme okulları da dahil olmak üzere çok sayıda kadın meslek okulu bulunuyor.

Ulusal izcilik bayrağını genç bir Türk kızı taşıyor - Hiçbir şey şu anda Atatürk'ün ülkesinde kadının önemini bu fotoğraftan daha iyi anlatamaz. Kadınlar Türk rönesansının temel unsurlarından biri ve ülkenin geleceği onların üzerine inşa ediliyor. Ülkede 769 erkeğe bin kadın düşüyor ve Türk kadınının ortalama yaşı 31.

Çocuk yetiştirme sanatı Türk kadınının küçük yaşlardan itibaren öğrendiği şeylerden biri - Devrimden sonra genç Türk kızlarının 12 yaşına geldiklerinde çocuk bakım kurslarına katılmaları zorunlu tutuluyor. Bu uygulama ile hedef, yetişecek yeni nesillerin daha sağlıklı büyümeleri ve erken yaşta, okula gitmeden önce eğitime başlamaları. Ankara Keçiören’de olduğu gibi hem küçük çocukların bakıldığı hem de ortaokul kızlarının çocuk bakımı eğitimi aldıkları birçok anaokulu Türkiye’nin dört bir yanında açılmaya devam ediyor.

Genç bir kimyacı laboratuvarda mikroskobik inceleme yapıyor - Eğitimli kadınların sayısı ve niteliği 1923'ten bu yana büyük ilerleme kaydetti. Cumhuriyet'ten önce ülkede yalnızca 64 bin 614 kız çocuğu ilkokula gidiyorken, bu sayı 1933’te 222 bin 912’e yükseldi. Ayrıca Türkiye’deki her üç ilkokul öğretmeninden biri kadın.

Çeviri: Efe Yelbuğa / 35 Punto