Tarih

Dr. Behçet Uz İzmir Fuarı'nı Anlatıyor | Son Posta - 1936

Dönemin İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz, Son Posta'ya İzmir Fuarı'na dair değerlendirmelerde bulunuyor.

Abone Ol

1931-1941 yılları arasında İzmir Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Dr. Behçet Uz, 1 Eylül 1936 tarihli Son Posta gazetesinde yayımlanan röportajında altıncı yılına giren İzmir Fuarı'na ilişkin açıklamalar yapıyor.

Bu yıl 92'ncisi düzenlenecek İzmir Fuarı'na günler kala Dr. Behçet Uz'un tarihi röportajını beğenilerinize sunuyoruz:

Ciddi ve gayretli bir bakım ile günden güne güzelleşen İzmir'in asırlardan beri ihmal edilen lağım ve yolları belediye bütçesinin imkanları ölçüsünde programlı bir şekilde ıslah edilmekte veya yeniden yapılmaktadır. İstiklal mücadelesinde yanan şehrin ortasındaki 175 hektarlık araziye bulvarlar yeniden açılmış, modern mahalleler kurulmuş ve tabii ki en önemlisi; içinde Uluslararası İzmir Fuarı’nın açıldığı büyük Kültür Park yükselmiştir. 

Bu kısa zamanda büyük bir sıçrama kaydeden İzmir’in çalışkan belediye başkanı Dr. Behçet Uz ile fuarın altıncı yılını ve bundan sonraki hedefleri konuştuk.

İzmir Fuarı neden kuruldu? Altıncı yılında, Fuarın kuruluş amacını karşıladığını düşünüyor musunuz?

Uluslararası alanda henüz altıncı yılını geçiren İzmir panayırını yalnız bir şehrin iktisadi yükselişi olarak özetlemenin doğru bir görüş olmadığını düşünüyorum. İzmir Fuarı, modern fuarcılığın en güzel örneklerinden biri konumuna geldi. Burada sadece ticari kaygılar, alım-satımlardan fazlasını bulabilirsiniz. Fuarımız ithal ve ihraç iskelesi vazifesini gördüğü Ege Bölgesi’ndeki insanların sosyal ihtiyaçlarını da karşılamak için kuruldu.

İzmir şehrinin hayatında fuar ve fuarcılık yeni bir şey değil. Daha bin beş yüz yıl önce İzmir’de kurulan mevsim panayırına dünyanın en uzak köşelerinden Lartalarla gelen ticaret kervanları, İzmir kapısı vasıtası ile sattıkları ve aldıkları malları kendi pazarlarına sevk ederlerdi. O zamanlarda da İzmir, Ege ile İran’a kadar uzanan kara ve deniz parçalarının ihraç pazarlığı vazifesini görürdü.

Biz, İzmir Panayırı’nın ilk yapı taşlarını koyarken şehrin muhtelif yerlerinde Pazar yerleri kurmakla işe başladık; sonra da bu çerçeveyi genişleterek bu pazar faaliyetlerimizi milli bir sergi şeklinde yeni bir bakış açısıyla fuar alanında değerlendirdik. Her yeni başlanan organizasyonda olduğu gibi ilk birkaç sene fuarın da çerçevesi dar ve katılım azdı. Lakin çok kısa bir süre içinde bölgede kendinden söz ettiren bir fuara sahip olduk.

Bugün İzmir şehrinin uluslararası fuarlar aleminde attığı büyük adımın izlerini şehri nasıl geliştirdiği ile ölçebiliriz. Yaratıcılık ve bunu paraya dönüştürme yetilerini idealize ederek bunu en geniş anlamda benimseyen İzmir halkının nasıl kalkınmaya başladığını görmek bizi çok memnun ediyor. Fuarın İzmirlilere sunduğu imkanlar, halkın şehircilik ahlakını da geliştirip, her geçen gün kent kültürüne adapte ediyor.

Kültürpark’ı neden büyük yangının yerle bir ettiği alana inşa etmeyi uygun gördünüz?

İzmir’de yangından sonra yerle bir olan alana fuar yapmayı düşünürken iki esası göz önünde tutuyorduk:

a) Daimileşen İzmir Fuarı için ihtiyaca kafi gelecek, geniş bir sahayı hazırlamak

b) Şehrin umumi manzarasını bozan çirkin bir harabeyi ortadan kaldırmak

Peki artık “bu işi başardık” diyebilir miyiz? İzmir Fuarı artık şehrin bir geleneği haline gelebilmiş midir?

Denebilir ki işin ilk zorlu kısmı başarılmış ve beklenen sonuç elde edilmiştir. İzmir Fuarı, Kültürpark yapısı ortasında bu yılın ve bundan sonraki yılların en muvaffak bir eseri halince yükselecektir. İzmir’de kurulan bu eserlerin yalnız İzmirlileri ve Egelileri ilgilendirdiğini iddia etmiyoruz. İzmir Fuarı devletin yüksek alakası ve sonsuz yardımı ile bütün Türkiye’nin ve Türkiyelilerin malıdır. Fuarımızın tamamlanmasında vergiler vasıtası ile tüm Türk halkının az ya da çok bir payı vardır. Bu vesile ile hükümetimizin İzmir şehrine gösterdiği özel alakayı bir İzmirli olarak gururla övüyor ve derin bir minnet duyuyorum.

İzmir Fuarı bir anda ve tek seferlik büyük bir yatırım ile bugünlere gelemezdi. Fakat Atatürk devrinin ulusumuzda yarattığı enerji ve çalışma kabiliyeti ile bu eser çok geçmeden mükemmelleşecek ve nesilden nesile aktarılacak bir geleneğe dönüşecektir.

İzmir Fuarı, yeni iktisadi planımızın bir parçası olacak kadar önemli midir? Hükümetimizin İzmir Fuarı’nı bu kadar önemsemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok değil, daha birkaç yıl önce en küçük ihtiyaçları için yabancılara avuç açan ve buna karşılık, ağır yaptırımlar altında ezilen Osmanlı ekonomi sistemi ile bağımsız Atatürk Türkiye’sinin zinde ekonomisi arasındaki bariz ve canlı fark ve mana, İzmir fuarının kapısında yükselen iktisadi kuruluş bayrağımızda yazılıdır.

İzmir Fuarı, İzmirliler, Egeliler ve Türkiyeliler için iktisadi yükselişimizin sembolüdür. Biz bugün nasıl itina ile kazanıyorsak, aynı şekilde harcama yapma yetisi ile yatırım yapabilen, mutlu bir millet olduk. Osmanlı ile Türkiye devirleri arasındaki en bariz fark da bu esas üzerinde toplanıyor. Bu kazanma ve harcama imkanı vatandaş için de millet için de aynı üstün hedefe ulaştığımızın göstergesidir.

Ben bundan önce güzel İzmir için 'Güneş Ülkesi' demiştim. Bu tabirimi biraz daha genişleterek İzmir’e 'Güneşler Ülkesi' diyorum. Bünyemizde parlayan ve hür Türkiye’nin mutluluğunu ışıklar ile ilan eden Güneş ile beraber ucuz, temiz, şen ve güzel İzmir’in bünyesinde sayısız güneşler ışık vermiştir. Bütün bu güneşlerin ışık ve hararet aldıkları dinamik nokta ise Türk dünyasının büyük güneşi Atatürk’tür.

Açılış törenini sevinç ile kutladığımız 6. Uluslararası İzmir Fuarı’nın yükselişinden duyduğumuz gururu bütün vatandaşlarla paylaşırken İzmir’e özgü bir alaka ve teveccüh gösteren çok sayın başbakanımıza, İzmir’in minnet ve şükranlarını tekrarlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.

35 Punto