Bugün sadece cumhuriyeti değil, bölük pörçük tebaaların, birbirinden haberi olmayan kasabaların, kentlerin birleşerek Anadolu’da bir ulus olmasının, halkının her ferdinin birey olmasının da 100’üncü yılını kutluyoruz.
En azından Türkiye için cumhuriyet; sadece bir yönetim biçimini ifade etmez. Aynı zamanda köklü ve hızlı değişimlerin de miladı olduğu için halktaki karşılığı bambaşkadır. Lakin bu karşılık, son yıllarda atlattığımız ve atlatmakta olduğumuz birçok badire arasında bir miktar erozyona uğruyor. Hikayemizin nasıl başladığını ve bugünlere nasıl geldiğimizi bir bayrak ve bir de fotoğrafa indirger olduk.
İmkanlar çerçevesinde eşine az rastlanır sosyolojik ve iktisadi devrimlerin büyük bir hızla ilerlediği, diğer toplumların "çölde bir vaha" olarak adlandırdığı Cumhuriyet Devrimi’ne daha yakından bakmak, unuttuklarımızı bir nebze hatırlamak, hatırlatmak için; Mısır'da yayınlanan "Images" dergisinin 24 Mart 1941 tarihli, Cumhuriyet'in ilk 20 yılında neleri, nasıl başardığının anlatıldığı 602'nci sayısındaki tüm içeriklerin Türkçe çevirilerini 29 Ekim'den 10 Kasım'a kadar sizlerle paylaşacağız.
Yazı dizimizin dördüncü bölümünde başkent Ankara'ya uzanıyoruz. Milli mücadelenin merkezi, Cumhuriyet sonrası nasıl değişti?
"Türkiye, hükümeti Ankara'da bulunan bir cumhuriyettir..." Mustafa Kemal, bağımsızlık mücadelesi tüm Anadolu’da kabul edilip, kurumsallaştıktan sonra harekete bu şehirde öncülük etti. Ankara’ya gelip, mücadelenin başına geçmesi ise çok kolay olmadı. Buraya gelene kadar biri Sivas'ta, diğeri Erzurum'da olmak üzere iki ulusal kongreye de başkanlık etmişti.
Atatürk, bütün ülkeyi davasına inandırmak için çok çabaladı. Ankara'ya vardığında orada yaşayanlar onu öyle bir coşkuyla karşıladılar ki; o da mücadelenin merkezi olarak burayı benimsedi. Atatürk'ün burayı başkent yapmaya karar verdiği dönemde şehir, görkemli kalıntıların hakim olduğu, ticari, endüstriyel ve kültürel hayattan yoksun, yüzyıllar boyunca sıtma ve sivrisineklerin istilasına uğrayan önemsiz bir kasabaydı. Atatürk uzmanlar getirtti, bataklıkları kuruttu; uçsuz bucaksız caddeler çizdi, parklar ve bahçeler dikti.
Bugün Ankara, 150 bin nüfuslu bir şehir. Bakanlıklar, Meclis ve Yargıtay burada toplanmış durumda. Ankara’nın birçok dilde yayın yapan bir de haber istasyonu bulunuyor. Çeşitli fakülte ve yüksekokulların yanı sıra çok sayıda lise ve enstitünün de yer aldığı bir eğitim merkezi olan şehirde aynı zamanda yarış pisti, yapay göller, oteller ve modern restoranlar da mevcut. Şehrin kabareleri ise artık Doğu'nun her yerinde tanınıyor.
Etnografya Müzesi - Önünde Atatürk'ün atlı heykelinin bulunduğu Etnografya Müzesi, günümüz Türkiye'sinin başkentteki modernizmin en karakteristik anıtlarından birisidir. Ankara, yirmi yıldan fazla bir süredir Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti konumunda. Şehrin nüfusu son zamanlarda oldukça artmış görünüyor. Mustafa Kemal Atatürk burayı 250 bin nüfusu barındırabilecek şekilde tasarladı. Başkent olarak tercih edilmesinin sebeplerinden biri de şehrin Anadolu’nun iç kısmında yer alması ve bu nedenle korunaklı olduğu düşüncesi.
Cumhurbaşkanı'nın Konutu - Rüzgarı ve güneşi cepheden alan, anıtsal bir merdivenle ulaşılan, geometrik çizgilere sahip modern bir yapı; işte Atatürk'ün halefi ve devamı olan İsmet İnönü'nün yaşadığı yer burası.
Ankara Tren İstasyonu - Kesinlikle Orta Doğu'nun en modern istasyonu olarak görülüyor. Günlük trafiği her daim çok yoğun. Devamlı olarak trenlerin biri geliyor, biri gidiyor. Atatürk’ün Ankara'yı inşa etmeye başlar başlamaz, şehri Avrupa'ya ve Doğu'nun geri kalanına bağlayan bir demiryolu oluşturmak için çok çaba harcadığını biliyoruz.Ankara'nın bahçelerinden biri - Türk başkentinde birkaç tane var. Aynı zamanda muazzam bir bahçe kenti olarak tasarlandı. Çubuk barajının yakınlığı parkların çoğalmasını teşvik ediyor. Baraj, sakinlerin kano yapabileceği yapay bir göl oluşturulmasına olanak sağladı. Birkaç kilometre uzakta orman çiftliği var.
Ankara'nın su temini - Yapımına 1929 yılında başlanan barajla sağlanıyor. Bu barajın adı Çubuk Barajı'dır. Ankara'ya 12 kilometre uzaklıkta bulunan tesis, 250 bin kişiye günde 200 litre su sağlayabiliyor. 14 milyon ila 18 milyon metreküp arasında suyun tutulması için önemli bir drenaj yatırımı yapıldı.
Çeviri: Efe Yelbuğa / 35 Punto