- İzmir Körfezi’nde meydana gelen balık ölümlerine ilişkin basın toplantısı düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Körfez’i kirleten unsurları sıralayarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumluluk sınırları içinde yapacağı çalışmaları anlattı ve bu amaçla bir bilim kurulu oluşturulacağını söyledi.
- Körfezde renk değişikliği ve balık ölümlerine neden olan mikroorganizma türünün geçen yıl ilk defa Körfez’de saptandığını belirten Başkan Tugay, “Bu türler, normalde denizlerimizin türleri değil. Muhtemelen gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve Körfez’de baskın tür haline geliyorlar” dedi.
- Körfeze çok farklı kaynaklardan kirlilik taşındığını, bunun önlenmesi ve denetlenmesinde yetki ve sorumluluğun önemli kısmının bakanlıklarda olduğunu vurgulayan Başkan Tugay, “Olayı politik söyleme çevirmek için çaba gösterenler olacaktır ama uzattığım el sıkılana kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim” diye konuştu.
- Tugay, Körfez’in temizlenme sürecine hizmet edecek yaklaşık 10 milyar liralık bir yatırımı İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak göğüslediklerini belirterek, maliyeti 20 milyar liraya ulaşan navigasyon ve sirkülasyon kanallarının yapımı içinse hükümetin devreye girmesi gerektiğine dikkat çekti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Körfezi’ndeki balık ölümleri üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Egemenlik Evi Çetin Emeç Salonu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Körfez’i kirleten unsurları tek tek sıralayarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve sorumlulukları çerçevesinde devam eden ve yapılacak çalışmaları aktardı. Söz konusu kirliliğin önlenmesi ve denetlenmesi konusunda yetki ve sorumluluğun önemli kısmının Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği, Tarım ve Orman, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarında olduğunu ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak her türlü iş birliğine hazır olduklarını dile getiren Başkan Tugay, Körfez’deki kirliliğin incelenmesi için bilim kurulu oluşturacaklarını ve İzmirlilere şeffaf bir şekilde bilgilendirmede bulunacaklarını duyurdu. Körfez’de yaşanan kirlilikle herkesin yüzleşmesi gerektiğini söyleyen Başkan Tugay, “Bu çift taraflı bir sorun. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bakanlıklar arasında Körfez sorunu ile ilgili olarak yoğun iletişim halinde olmalıyız. Ben elimi uzatacağım, umuyorum o el boş kalmayacak. İzmir adına uzattığım bu el sıkılacak ve çözümü hep beraber sağlayacağız. Çok sayıda personel ve bürokrat arkadaşımızla çalışıyoruz. Türkiye’nin her tarafından bilim insanlarıyla yoğun dayanışma içindeyiz. Körfez’de de, yangınlarda da gerçek bir iş birliği içinde olmazsak, herkes üzerine düşeni yapmazsa çözüm üretemeyiz. Birbirini suçlayan kişi ve kurumlarla dönüşmek, halkımızı incitiyor. Olayı politik söyleme çevirmek için çaba gösterenler olacaktır ama uzattığım el sıkılana kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim” diye konuştu.
“Körfez’imiz maalesef ağır bir kirlilik yükü altında”
“Körfez’imizde bizi üzen bir durum yaşanıyor” diyen Başkan Tugay, Körfez’in sularının sığ olduğu ve çamurun fazla olduğu alanlarda yüzeyde renk değişimi olduğunu hatırlattı. Ardından toplu balık ölümleri ve yoğun deniz kokusunun oluştuğunu belirten Başkan Tugay, “Arkadaşlarımızla konuyu incelemeye başladık, nedenlerini araştırdık. İZSU ve bu konuda bize görüş bildirecek tüm bilim insanlarının da değerlendirmelerini alarak inceleme devam ediyor. Bu yaşadığımız çevre felaketi ile birlikte bundan sonra tüm gerçekliği ve çıplaklığı ile bu sorunla yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyorum. Körfez’imiz maalesef ağır bir kirlilik yükü altında ve bunun yarattığı sonuçları yaşıyoruz” dedi.
”İlk kez geçen yıl yaşandı”
Renk değişikliği ve balık ölümlerine neden olan sorunun plankton denen bir mikroorganizma türünün aniden patlama şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşündüklerini dile getiren Başkan Tugay, “Kanaatimiz bu yönde. Alg türü, geçen yıl ilk defa Körfez’de saptanmış. 29 Ekim-13 Kasım arasında alg patlaması gerçekleşmiş. Bu yıl bunun ikincisini yaşıyoruz. Bu türler, normalde denizlerimizin türleri değil. Muhtemelen gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve Körfez’de baskın tür haline geliyorlar” diye konuştu.
“Bu sorun siyaset üstü”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2000 yılından beri Körfez’i bilimsel olarak incelediğini söyleyen Başkan Tugay, “Körfez’in suyunu takip ediyoruz. 68 farklı noktadan 3 ayda bir yüzeyden ve derinden ölçüm için, analiz için su örneği alınıp raporlandırılıyor. 2000 yılından beri bilimsel verilerle Körfez takip ediliyor. Biz bunların hepsini yeniden gözden geçirdik. Bilimsel verilere baktığınızda herhangi bir yoruma, yorum farklılığına neden olmayacak objektiflikle problemin ne olduğunu görüyoruz. Bu sorunu her türlü siyasetin üstünde görüyorum. İzmir’in belediye başkanı olarak ve İzmir’i çok seven, İzmirliye çok saygısı olan biri olarak bu çevre felaketinden sonra ne yapmam gerektiğini düşündüğümde bütün siyasi kimliklerimden sıyrılıp tüm kişi ve kurumalarla iş birliği yapıp çözüm üretmemiz gerektiğini düşündüm. Aynı tavrı İzmir’deki ve Türkiye’de bu konuyla ilgili olan kişi ve kurumlardan da bekliyorum. Sorunumuzun çözümü için hep beraber çalışmak dışında seçeneğimiz yok. Sözlerim siyasi zemine çekilmesin isterim” dedi.
“Tesislerle ilgili anormallik yok”
Konuşmasında Körfez kirliliğini grafiklerle anlatan Başkan Tugay, “Grafikler, son 10 yılda problemin hızlı şekilde arttığını gösteriyor. Buna nelerin neden olduğunu hatırlamak lazım. Herkesin odaklandığı arıtma sistemimiz var. İZSU’nun Sasalı’daki arıtma tesisi ve Narlıdere’deki arıtma tesisi, bakanlık tarafınca sürekli ve düzenli olarak kontrol edilen tesislerimizdir. Edindiğimiz bilgilere göre tesislerden şu anda kaynaklanan bir anormal durum kesinlikle yoktur. Son 5 ay içinde anormallik ya da sorun yaşamadık. Arıtma üzerinde ağır yük oluşması ve ölçümlerde anormallik olmadı” sözlerine yer verdi.
Liman, tersane ve Gediz Nehri’ne dikkat çekti
Körfez’i kirleten unsurları sıralayan Başkan Tugay, “Yağışlı dönemlerde artmakla birlikte yılın tüm aylarında bir takım evsel ve endüstriyel atıkların, Menemen’den tarımsal atıkların dereler yoluyla Körfez’e aktığını biliyoruz. Körfez’de bir limanımız ve tersanemiz var. Bunların da Körfez’i kirleten yapılar olduğunu bilmemiz lazım. Bunlar özel tesisler ancak limana gelen yük gemilerinin özellikle Körfez’de ağır kirlenmeye ve mikroalglerin taşınmasına yol açtığı düşünüyoruz. Uzak ülkelerden İzmir’e gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri kalkmadan önce bulundukları limandan geminin tabanına denge için tonlarca su alıyor. Bu suyu daha sonra Körfez’e geldiklerinde Körfez’e boşaltıyorlar. İlk defa geçen yıl görülen mikroalg türünün bu gemilerle Körfez’e taşındığını düşünüyoruz. Bunlar bilim insanlarının bize söylediği şeyler. Bunun rastgele boşaltılmaması için arıtma tesisinin olması, önce oraya girip deşarj yapması, daha sonra Körfez’e gelmesi lazım. Bu aslında zorunluluk ama şu an böyle bir tesisimiz yok. Bunu yapma sorumluluğu liman işletmesi. Büyükşehir’in böyle bir görevi, yetkisi ve sorumluluğu yok” ifadelerini kullandı.
Başkan Tugay, Körfez’i kirleten bir diğer unsurun Gediz Nehri olduğuna işaret ederek, “Kaynağından itibaren, ilerlediği yol boyunca çok farklı atıkları Körfez’in ağzına boşaltıyor. Sudaki oksijeni artırmak için suyu havalandırma amaçlı çalışma yaptık. Sahilde deniz içinde gemiyle havalandırma çalışması yapıldı” bilgisini verdi.
“Büyükşehir ve İZSU’nun yetkisi yok”
2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç denizlerdeki görev ve sorumlulukların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın olduğunu belirten Başkan Tugay, şöyle konuştu: “Bunu bahane olarak ya da sorumluluğu yıkmak için söylemiyorum ama mevzuatı herkesin bilmesi lazım. Büyükşehir ve İZSU, Körfez konusunda icracı olamıyor. He ne kadar Büyükşehir ve İZSU acil durum ilanı ile bu soruna görünür şekilde müdahale etmiş olsa da gerçekte yetkileri yok. İç Körfez’de milyonlarca ton çamur birikmiş durumda. Bu çamuru almak istesek bizim 50 bin metreküpe kadar temizlik yetkimiz var. Körfez’de su akımını geliştirecek sirkülasyon kanalı gibi konuların yetkisi bakanlığa ait. Kirletici unsur olan organize sanayi ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerin yer yer yaşadığı problemlerle ilgili olarak tüm yetki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda. Gözlem dışında hiçbir yetki sahibi değiliz. Buralardan kaynaklı kirlilik olduğuna da neredeyse eminiz.”
Yaklaşık 10 milyar liralık yatırım yapılacak
Balık ölümleri meydana gelmeden önce planlanan çalışmalara ilişkin bilgi veren Başkan Tugay, “Kasım ayında çıkacağımız ihale ile üç ayrı bölgede yağmur suyu ve atık su ayrıştırma kanal altyapı çalışması yapacağız. Hazırlıklarımız neredeyse tamam. Çınarlı’da birinci bölge, Umurbey Alsancak’ta ikinci bölge, Poligon Güzelyalı’da 3. bölge olacak. 4 milyar 200 milyon liralık yağmur suyu ayrıştırma yatırımı için hazırız. Bu süreç zaten doğal seyrinde ilerliyor. Bu olay vesilesiyle bu çalışmayı iletmek isterim. Çok kısa süre içinde bitirmeyi planladığımız çalışmalarımız var” diye konuştu.
Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. faz çalışmalarının devam ettiğini, önümüzdeki nisanda yapımının bitip hizmete alınacağını duyuran Başkan Tugay, 4. faz, Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi kapasite artırımı, çamur kurutma tesisi ve Konak Çınarlı yağmur suyu ayrıştırma çalışmaları için 5 milyar 550 milyon liralık yatırımı 18 ay içinde yapacak şekilde planlama yapıldığını vurguladı. Başkan Tugay, 4. fazın yapımı için uluslararası kredi kuruluşları ile kredi anlaşması yapıldığını ancak kredi gelmeden Büyükşehir kaynaklarıyla çalışmaların sürdüğünü belirtti. Başkan Tugay, 5. fazın yapımına da ihtiyaç olduğunu kaydederek “En kısa zamanda arıtmanın 5. fazını da yapmak zorundayız. Bunla ilgili de talimat verdim. Proje çalışmasına başlandı. Süreçlerden sonra yapımı sağlayacağız” dedi.
Sirkülasyon kanalı ve navigasyon kanalı
Mevcut kirliliği temizlemek için bir şeyler yapılması gerektiğini dile getiren Başkan Tugay, sirkülasyon kanalı ve navigasyon kanalına ilişkin şunları söyledi: “5 yıllık süreçte bu konuda bir çalışma olmadı. Bu çalışmayı yapmakla yükümlü olan kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi değil ancak iç ve orta Körfez’e gelen bir damla suyun bütün Körfez’i akıntıyla gezmesinin aylar sürdüğünü herkesin bilmesi lazım. İç Körfez’imiz ve orta Körfez’imiz maalesef suyun hareketsiz olduğu, akımın neredeyse olmadığı yerler. O yüzden kendini temizleyemiyor. Bunu yapabilmesi için sirkülasyon kanalına ve navigasyon kanalına ihtiyacımız olduğu kesin. Bu iki kanalın yapımı yüksek maliyetli ve teknik olarak zor işler. Büyükşehir olarak burada alabildiğimiz kadar sorumluğu üzerimize almaya hazırız. Aynı Kocaeli’de dip taramasında yaptığı gibi bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Her türlü işbirliğine hazırız.”
“Olayı her boyutuyla değerlendirmek zorundayız”
Başkanlığa aday olduktan sonra Körfez’in kirliliğini çokça dile getirdiğini ifade eden Başkan Tugay, “Bu yaşadıklarımızdan sonra sadece benim ve arkadaşlarımızın bu konuyla ilgili plan yapmamızın yeterli olmadığını anlamış oldum. İyi niyetli göstereceğimiz çabalar ne yazık ki sorunu çözmede yeterli olmayacak. Üç bakanlığın sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylerim. İzmirliler olarak bu sorunla yüzleşmek zorundayız. 2000 yılından bugüne baktığınızda 1 milyonluk ilave nüfus Körfez’in çevresinde yaşamaya başladı. Ancak bu yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapının olmadığını hepimiz görmek zorundayız. Bu durumun vehametinin farkına varmak zorundayız. Metropol alana bu kadar yoğun nüfus yükü devam ederse bu sorunlar daha da artarak büyük problemlere dönüşmeye devam edecek. Olayı her boyutuyla değerlendirmek zorundayız” sözlerine yer verdi.
”Bilim kurulu oluşturulacak”
Önümüzdeki günler için yapacakları çalışmaları sıralayan Başkan Tugay, Körfez’le ilgili durumu en detaylı yönleriyle, verilerle takip etmek için bilim kurulu oluşturacaklarını duyurarak bilim kurulunun devamlı olarak inceleme yapacağını söyledi. Körfez’e dair tüm verileri İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU’nun sayfalarında şeffaf olarak yayınlayacaklarını belirten Başkan Tugay, devletin tüm kurumlarıyla görüşmeye, ortak çalışmaya, iş birliği yapmaya ve bilgi paylaşmaya hazır olduklarını tekrarlayarak şöyle devam etti: “Aynı tutumları onlardan da bekliyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kaynaklarının önemli kısmını altyapı için, Körfez için, artırmalar için, kirli ve temiz su yatırımları için kullanacak. İzmir’in çok önemli bir altyapı yatırımına ihtiyacı var. Hiçbir siyasi hesap içinde olmadan en önemli önceliğimiz altyapı çalışması olacak. Ayırabileceğimiz tüm kaynakları ayıracağız. Yurt dışı kaynaklarının kullanımı için devletin kurumlarından yardımcı olmalarını bekliyoruz. Bu konuda İzmir’e herkesin borçlu olduğunu söylemek isterim.”
“Körfez’e hepimizin sahip çıkması gerek”
İzmir’i İzmir yapan en önemli değerlerinden birinin Körfez olduğunu dile getiren Başkan Tugay, Körfez’i tüm toplumla beraber kurtaracaklarını, bunun için yurttaşların da Körfez’i kirletmemek adına azami dikkat içinde olmasını beklediklerini kaydetti. Büyükşehir olarak yetkileri sonuna kadar kullanarak denetimleri sürdüreceklerini vurgulayan Başkan Tugay, “Yetkilerimiz çevresinde hata yapan tüm kişi ve kurumları hem afişe edeceğiz hem de yetki çerçevesinde cezalandıracağız. Net bir irade ortaya koyacağız. İzmaritin, yemek artığının, kirli suyun derelere ve Körfez’e atılmasını vatandaşlarımızın duyurmasını bekliyorum. Körfez’e hepimizin sahip çıkması gerek” dedi.
“Bugün yeni şeyler söyleme zamanı”
Sadece Körfez kirliliği değil, şehrin atık yönetimi, trafiği, yolların düzeltilmesi gibi konularda yol haritaları oluşturduklarını ve bu çerçevede çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Tugay, “Kurumsal kapasite artımı, master planları yapıyoruz. İZSU Genel Müdürlüğümüz ile planladığımız yeni Körfez Master Planı, Kanal Master Planı, Altyapı Master Planı yapılacak. Ulaşım Master Planı’nı yaptığımızı ve bunu yürüttüğümüzü hatırlatmak isterim. ‘Daha önce hata yapıldı, eksik kalındı’ gibi bir tartışma içinde olmayı düşünmüyorum. Bugün itibariyle içinde bulunduğumuz durumu hepimizin doğru anlamasını ve neler yapacağımızı düşünmemizin, karar vermemizin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Geçmiş geçmişte kaldı. Bugün yeni şeyler söyleme zamanı. Geçmişle kavga ederek hiçbir yere varamayacağımız açık” diye belirtti.
“Yüzmeyi vaat edemem ama çok daha temiz bir Körfez bırakacağım”
İzmir Büyükşehir personelinin her zamankinden daha dikkatli olacağını, çok daha çalışkan olacağını belirten Başkan Tugay, “Onların bilgi ve deneyimlerine, kurumsal olarak duruşumuza inanıyorum. Bu sorunu çözeceğimize de inanıyorum. Yeter ki siyasetten arınmış, tüm kurumların önyargısız şekilde iş birliği içinde olduğu bir süreci oluşturalım. Umuyorum 5 yıl sonunda Körfez’imiz bugünden çok daha iyi olacak. Ne olursa olsun gerekeni yapacağız. Sizlere Körfez’de yüzmeyi vaat edemem ama bugüne oranla çok daha temiz bir Körfez’i İzmirlilere bırakacağımı, bunu tek başıma yapamayacağımı, tüm yurttaşlarımıza ihtiyacımız olduğunu söylemek isterim.”
“Denetleme ve yaptırım yetkisi bakanlıklarda”
Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Başkan Tugay, Körfez’i kirleten unsurlardan olan Gediz Nehri için diğer belediyelerle ilgili görüşüp görüşmeyeceği sorusuna “Diğer belediyelerle görüşürüz. Onların da ellerinden geleni yapmasını isteriz ama Gediz’i, dereleri kirleten her ne ise tarım ve sanayi için denetleme ve yaptırım yetkisi bakanlıklarda. Bakanlığın üzerine düşeni yapması gerek ama farkındalık için belediyelerle elbette görüşürüz. Suçlu aramak değil, çözüm aramak düşüncesindeyim” yanıtını verdi.
“Körfez’den balık tutulmasını doğru bulmuyorum”
Başkan Tugay, Körfez’den balık tutulup tutulmaması yönündeki görüşünün sorulmasına üzerine “Yapılan oksijen ölçümlerinde sudaki oksijenin çok düşük olduğu saptandı. O nedenle balık ölümlerinin bunlardan kaynaklandığı konusundaki kanaatimiz güçlü. Mikro alglerin bazıları aslında toksinler salgılayabiliyor. Bunlar da ölümlere katkıda bulunmuş olabilir. Bu olasılık doğrultusunda Körfez’den balık tutulmasını doğru bulmuyorum. Özellikle iç Körfez bölgesinde. Daha önce alınan Hıfzıssıhha Kurulu kararına göre aslında zaten yasak. Körfez’de bilinenin ötesinde toksidite, insan sağlığı ile ilgili mikrop türü bulunması durumu yok ama ileride bunları da yaşayabiliriz. Gerekenin bir an önce yapılması gerekiyor. Havadan, deniz duyuna temasla vatandaşlarımız için tehlike oluşturacak durum olduğunu düşünmüyorum ama her ihtimale karşı balık tutulmamasını tavsiye etmiyorum” cevabını verdi.