Konya'da kardiyolog Ekrem Karakaya'nın hasta yakını tarafından öldürülmesini protesto etmek amacıyla Türk Tabipleri Birliği iki gün grev kararı aldı. İzmirli doktorlar ve diğer sağlık çalışanları da, diğer illerle eş zamanlı olarak hastanelerde yaşanan şiddeti protesto etmek için meydanlara indi.
İzmir'in tüm hastanelerinden kafileler halinde gelip, İl Sağlık Müdürlüğü'nün önünde toplanan doktorlar, hastanelerde yaşanan şiddetin önüne geçemedikleri gerekçesiyle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı istifaya davet etti. Alkış ve sloganlar ile seslerini duyurmaya çalışan sağlık çalışanlarının eylemi İzmir Tabipler Odası'nın basın açıklamasının okunması ile devam etti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Dr. Ekrem Karakaya’nın katledilmesi sadece bir vahşi cinayet değil, ülkenin, toplumun ve sağlık sisteminin ortaçağa döndürüldüğünün göstergesidir.
Ülkemiz ve toplumumuz 22. yüzyılda, ortaçağı yaşamaya zorlanmaktadır.
Toplumumuz cahil ve aç bırakılmıştır.
Her gün üzerine yüzlerce yalan, gerçekmiş gibi boca edilerek toplumumuz cahilleştirilmiştir.
Her gün ekmeğinden kesilerek toplumumuz aç bırakılmıştır. Çalışanların yarıdan fazlası, emeklilerin hemen hemen tümüne yakını açlık sınırının civarındaki ücretlerle yaşantısını devam ettirmeye çalışmaktadır. Buna karşılık kamu yönetimi, ya da siyasi iktidar aslında sağlığın, para kazanılabilir ve hatta çok sömürülebilir bir alan olduğunu keşfetmiştir.
Bu toplum cahil ve aç bırakılarak, kendisini ifade etme gücünü yitirmiş ve sadece kendini şiddet ile ifade edebilen , dilsiz ve çaresiz bir toplum haline sokulmuştur. Biraz düşünen ve dilini kullanan kişiler dışlanmış , engizisyona tabi tutulmuş ve ötekileştirilmiştir.. Bu kişiler hemen kamu yönetimi tarafından itibarsızlaştırılmıştır. Cahil değerlidir , hepiniz cahilleşin yalanı her gün toplumun üzerine serpilmiş, ortaçağın tek yöneticili yoksul ve çaresiz toplum örneği , olağan bir yaşam tarzı olarak insanlara dayatılmıştır.
Buna karşılık sağlık sistemi de orta çağ yinelenmesi içinde yeni kölelik ve şiddet ilişkisine göre yeniden şekillendirilmiştir. Sağlık ihtiyacı temel bir insani ihtiyaç iken , bunun karşılanması tam olarak ticari ilişkiler içinde oluşturulmuş , sağlık tesisleri işletme , sağlık çalışanları ve hekimler band işçisi , hastalar ise ne istediğini bilmeyen ve sadece şiddet diliyle taleplerini dile getiren müşterilere dönüştürülmüştür. Yoksul ve cahilleştirilmiş , yalanlarla bilinci bulandırılmış bir sağlık tüketicisi yaratılmıştır.
Ticari faaliyette tüketici , müşteri artırılması esas olduğundan “kışkırtılmış bir hasta” talebi yaratılmış , yönetim ve kurumlar tamamen bir işletmeye dönüşmüş ve başına bir sağlık işletmecisi , bakan olarak oturtulmuştur. Bu işletmelerin içinde , tüketici talebi yükseltilmiş ancak neyi talep edeceğini bilmeyen ama sürekli talep eden ve bunu şiddet diliyle yapmaktan başka bir dili olmayan insanlarla hekimler ve sağlık personeli baş başa bırakılmıştır.
Sağlık sistemi bu kışkırtılmış ve neyi talep edeceğini bilmeyen ama sürekli talep eden tüketici kitlesinin yoğun talebi karşısında çökmüş, beş dakikada bir banda bir tüketici konulmasına rağmen işletme yürütülememiştir. Bu yürütmeyi de , kamu yönetimi , yine şiddet kullanarak sağlamaya çalışmış ve bu şiddet yetkisini doğrudan tüketici durumuna sokulmuş vatandaşa devretmiş ve “ istediğin her şeyi , şiddet kullanarak elde etmekte serbestsin “ demiştir. Bu durumda da vatandaş , ilacından tetkikine , ameliyat endikasyonundan , raporuna kadar her şeye kendisi karar vererek talep listesini hekim ve sağlık çalışanlarının önüne koymuş ve elde edemediği her şeyi tehdit , hakaret ve saldırı ile , yani şiddet diliyle elde etme çabasına girmiştir. Bu nedenle sağlık sistemi tıpkı ortaçağın kurallarına göre , ihtiyaçların güç dengeleri ile elde edildiği bir “ savaş “ alanına dönüştürülmüştür.
İşte kullanılan şiddet dili ve silahlar , elde edemediğini işkence ederek veya öldürerek elde eden bu şiddet dilinin enstrümanlarıdır.
Bir bakıma bu şiddet tümüyle bir enstrüman haline gelmiş ve kamu yönetimi , yürütemediği sağlık sistemini yürütmede bu şiddet enstrümanını bir yönetim biçimi olarak kullanmaya başlamıştır. “Ben yapamıyorum artık sen bildiğin her yöntemle bu sağlık ihtiyacını karşıla , ben seni koruyacağım “ formülü vatandaşın önüne koymuş ve sağlıkta tıkanmışlığın çözümü olarak bu yöntem hayata geçirilmiştir. 2019-2020 yılları arasında , beyaz kod verilerek , hekim ve sağlık çalışanları tam 23.721 defa imdat demiştir. 14 hekim arkadaşımız da işyerinde katledilmiştir. Bu tam bir ortaçağ karanlığıdır ve sorumluları da bellidir.
Toplumumuzun 22. yüzyılda ortaçağı yaşamasına izin vermeyeceğiz.
İnsanlarımızın yoksul , aç ve cahil bırakılmasına izin vermeyeceğiz.
Toplumumuzu şiddet dilinin eline teslim etmeyeceğiz.
Sağlığın temel ve ücretsiz bir yaşam hakkı olduğunu haykırarak , sağlık sisteminde ortaçağa kurallarına dönülmesine izin vermeyeceğiz.
Bu ülkeyi ortaçağ kurallarına göre yönetmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz.
Bu süreçte hayatını kaybeden tüm hekim ve sağlık çalışanları bize bayrak olacaktır.
Buradayız vazgeçmeyeceğiz , gitmeyeceğiz , değiştireceğiz ve düzelteceğiz…
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu
Açıklamanın okunmasının ardından İzmir Valiliği'ne yürüyen yaklaşık bin doktor, polis barikatı ile karşılaşınca Saat Kulesi'nin önünde oturma eylemi yaparak ve sloganlar atarak protestolarına devam etti.
Konya'da Ne Olmuştu?
Ekrem Karakaya hastanedeki odasında, bir başka hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan Hacı Mehmet Akçay'ın silahlı saldırısına uğramıştı. Başından ağır yaralanan Karakaya meslektaşlarının tüm müdahalelerine rağmen yaşamını yitirmişti. Saldırgan Akçay da cinayet sonrası intihar etmişti. Akçay'ın bir ay önce kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden annesinin ölümünden Karakaya'yı sorumlu tuttuğu için bu saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürüldü.
Dr. #EkremKarakaya Görevi Başında Katledildi!
— Türk Tabipleri Birliği (@ttborgtr) July 6, 2022
Öfkeliyiz!
Şiddete karşı 7-8 Temmuz'da G(ö)REV'deyiz!
📢 #FahrettinKocaİstifa pic.twitter.com/4aumfQSVzN
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca saldırıyla ilgili Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Milletimizin başı sağ olsun" mesajını paylaştı.
Konya Yunak İlçe Devlet Hastanesinden bir güvenlik görevlisi, Konya Şehir Hastanemizde bir hekim arkadaşımıza silahıyla ateş ederek onu hayattan kopardı. Olayda kendisi de öldü. Adli makamlar dehşet saçan canilik konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Milletimizin başı sağ olsun.
— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) July 6, 2022