Juventus'un eski kaptanı Alessandro Del Piero ve Serie A'da halihazırda forma giyen üç takım kaptanı, erkek ve kadın takımlarının Dünya Çevre Günü'nde iklim krizine dikkat çekmek amacıyla özel bir bant takarak maça çıkmalarını istiyor.
Geçtiğimiz 6 Eylül'deki bir Şampiyonlar Ligi maçından önce, bir gazeteci Kylian Mbappé ve PSG antrenörüne neden takımın Paris'ten Nantes'a sadece 400 kilometrelik bir yolculuk için özel jet kiraladığını sordu. Bunun üzerine antrenör Christophe Galtier söz aldı ve bir sonraki sefere herkesi mutlu edecek şekilde tekerlekli yelkenli bir tekne kiralayacaklarını söyleyerek şakayla karşılık verdi. İki kişi bu espriden çok hoşlansa da dünya çapında çevrecilerden tepki gördü.
Altı ay sonra William Troost-Ekong, Mbappe kadar ünlü bir futbolcu olmasa da Salernitana takımıyla her ay yaptığı seyahatlerin karbon emisyonlarını telafi etmek için Güney İtalya'da zeytin ağaçları dikerek çevreye katkıda bulunmaya karar verdi. Avrupa'da altı farklı ligde oynamış olan Troost-Ekong, futbol kariyerine başlamadan önce iklim değişikliğinin etkilerinin sert bir şekilde gözlemlenebildiği Nijerya'da yaşıyordu.
Bu iki uç örnek, futbolun zorlu çevresel değişiklikler hakkındaki duyarlılığı hakkında henüz nasıl tek ses olunamadığını mükemmel bir şekilde anlatıyor. Dünyanın en sevilen oyununu yöneten federasyonlar, dünyayı daha sürdürülebilir hale getirebilmek, iklim değişikliği nedeniyle oluşan emisyonları azaltmak, stadyumları tükettikleri enerjiyi kendisi üreten enerji istasyonlarına dönüştürmek için ciddi adımlar atmaya başladı. Mesela Almanya'da kulüplerin sürdürülebilirlik politikaları, gelecek sezon Bundesliga'ya kayıt için gereken kriterlerden biri olacak.
Ancak her şeyde olduğu gibi Premier Lig yine futboldaki çevre hareketini yönlendiren lider konumda: Dünyanın en etkileyici ve kazançlı ligi, çevresel bilincin artması için en büyük kaynağı yaratan organizasyon konumunda. Sürdürülebilirliğin sadece "iyi ve doğru" bir şey olmadığını, aynı zamanda rekabetçi kalmak için bir araç olduğunu tüm organizasyona benimsetmek için çeşitli teşvik ve ödüller uygulayan Premier Lig, başta stadyum çatılarına güneş panelleri kurmak gibi birçok projeye organizasyonun para havuzundan bütçe ayırıyor.
UEFA da yayınladığı sıkı iklim yönergesi ile, 2030'a kadar kulüplere iklim krizinin önüne geçmek ve futbolu yüzde 100 sürdürülebilir kılmak için neler yapmaları gerektiğini anlatan yeni kuralları tebliğ etti.
Peki İtalya? İtalya ülke olarak geride kaldı ama iklim krizi için hiçbir şey yapılmadığını söylemek haksızlık olur. Yol uzun ama futbol kulüpleri ve federasyon iklim krizini önlemek amacıyla çok şey yapabilir. Milyonlarca insana, değişen iklimin bir moda, bir din ya da az sayıdaki fanatiklerin takıntısı olmadığını futbol yolu ile anlatmak, konuyu sadece bilim insanlarının anlatmasından daha etkili olabilir. Bazen, bilgilendirilmiş bir futbolcu toplumu bir bilim insanından daha çok etkileyebilir.
Sonuçta, gerçekten iklim değişikliğiyle mücadele etmek, dünyayı yaşanılabilir kılmaya çalışmak hepimizin, tüm futbol kulüplerinin ortak ve en zor maçı olacak.
Haber: Riccardo Luna / La Repubblica
Çeviri: Efe Yelbuğa / 35 Punto
