İGC ve EMD iş birliğinde, 'Depremin Gölgesinde İkinci Yüzyılda Barınma Gerçeği' konulu söyleşi gerçekleştirildi. Mimar ve mühendislerin oluşturduğu Platformizmim Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi Başkanı Alp Burkut, alanında uzman kişilerle İzmir’i deprem gerçeğine uygun olarak yeniden planlanmasının mümkün olduğunu söyledi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) iş birliğinde, ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı’ söyleşileri kapsamında, 'Depremin Gölgesinde İkinci Yüzyılda Barınma Gerçeği' konulu söyleşi gerçekleştirildi. Platformizmim Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi Başkanı Alp Burkut ve Platformizmim ortakları deprem gerçeğine uygun şehirlerin nasıl planlanması gerektiğini anlattı. Burkut 70 ortaklı örnek oluşumlarıyla tüm deneyimlerini başta İzmir’in planlanması olmak üzere tüm Türkiye’nin doğru ve güvenilir yapılaşmasına aktarmaya hazır olduklarını söyledi.
'KAMUOYUNU BİLİNÇLENDİRMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
İGC Başkanı Dilek Gappi, depremzede bir cemiyet olarak amaçlarının topluma doğru mesajların verilmesinin önemine değinerek, deneyimlerini paylaştı: "Depremde bir günde cemiyetimize ait binamız yok oldu. Zor bir süreç yaşadık. Önce mimari proje çizdirerek işe başladık. Müteahhitimiz belli oldu ve ruhsatımızı aldık. Bir de kentsel dönüşüm kredisi diye bir şey var ama bu büyük bir hikâye. Başvurmak için Ankara'yla temasa geçtik. Belli bankaların genel müdürlüğü bizzat konuştu. Yine de çıkmadı. Tüm kira gelirlerimiz yok olmuşken, aylık sadece bin 500 TL kira yardımı alıyoruz. Cemiyet olarak işte bu kadar zorlanıyorsak vatandaşın yaşadıkları gerçekten çok zor. Deprem hakkında kamuoyuna doğru mesajların iletilmesinden yanayız”
EMD İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demircan ise İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı Söyleşilerine devam edeceklerini belirterek, bu söyleşilerin gazetecilerin ve halkın bilgilenmesine fayda sağlamasını umduğunu söyledi.
ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ SONRASI MİMARLIK HAREKETİ İÇİN SIKINTILAR BAŞLIYOR
Türkiye'nin mimarlık hareketi tarihi konusunda sunum yapan Mimar Taner Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yılların Atatürk’ün şehir planlaması ve uluslararası çağdaş mimari hareketleri takip ettiğini söyleyerek, yeşil kuşaklar oluşturmak ve o çember etrafında küçük kasabalar geliştirmek olarak tanımlanan ‘bahçe kent’ temalı kent planına öncelik verdiğini dile getirdi.
Atatürk’ün ölümü sonrasında Türkiye’de devrimci mimarlık hareketinin sıkıntıya girdiğini anlatan Erdoğan, günümüze kadar rant esaslı yapılaşmanın hâkim olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Cumhuriyetin kuruluş söylemlerinden yararlanmak gerekiyor” diye konuştu.
İMAR BARIŞI KENT KİMLİĞİNİ YOK EDER
İmar Barışı kanunlarının kent planlamasını temelden sarstığının altını çizerken, kent kimliğini yok ettiğini söyleyen Harita Mühendisi Hayriye Şendinç, Kentsel Dönüşüm kanunları ile yok edilenin onarılmaya çalışıldığını anlattı. Sendinç, kent kimliğinin oluşturulması için doğru verilerin önemine değinerek, yetkin uzmanlık tanımlamalarının yapılması için düğmeye basılması gerektiğini vurguladı.
İnşaat Mühendisi Esra Altıntaş ise depremde organize bir suç işlendiğinin ortaya çıktığını söyleyeyerek, mevcut yapılar ile ilgili tüm meslek uzmanlarının birlikte çalışması gerektiğini hatırlattı.
YATIRIMLAR DEPREMDEN ÖNCE OLSAYDI CAN KAYBI YAŞANMAZDI
İnşaat Mühendisi Harun Murat ise depremden sonra bölgeye 103 milyar 6 milyon dolar yatırım yapıldığına dikkat çekerek, bu yatırımın deprem öncesinde yapılması durumunda daha fazla konut inşaa edilebileceğini ve can kaybının hiç yaşanmayacağını hatırlattı.
TEKNOLOJİYİ KULLANMALIYIZ
Teknofest İzmir 2023’te ‘binalarda gürültü yalıtımı’ yapan projesiyle ödül kazanan Yüksek Mimar Öznur Çakır da teknolojik gelişmelerin mimari yapılarda hayal gücünün sınırını zorlayabileceğine vurgu yaptı. Yapay zeka ve diğer teknolojilerin kullanılarak hızlı ve güvenli yapıların inşa edilebileceğini söyleyen Çakır, “Bu teknolojiler zamandan tasarruf etmenin, güvenli, daha verimli ve sürdürülebilir binalar yaratmanın yollarını sunuyor. Tüm bunları ülkemizde de gerçekleştirebiliriz” dedi.