İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’nin Üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in 17. ölüm yıldönümü anısına düzenlenen anma töreninde konuştu. Ecevit’in Türkiye siyasetinin en değerli isimleri arasında olduğunu belirten Başkan Soyer, “Bu memlekette biz Cumhuriyet Halk Partililer var olduğu müddetçe ne bu ülkenin ne de bu milletin sırtı yere gelmez” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in 17. ölüm yıldönümü anısına düzenlenen “Anılarda Bülent Ecevit” söyleşisi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. Ümit Tunçağ’ın sunuculuğunu yaptığı, eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan’ın moderatörlük görevini üstlendiği söyleşiye Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, eski DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın konuşmacı olarak katıldı. Gazeteci, yazar, şair ve çevirmen olan merhum Bülent Ecevit için düzenlenen program kendi sesinden bir şiirin dinletilmesiyle başladı.
“Hak ve halk dedi”
Etkinlikteki açılış konuşmasını ev sahibi olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Sözlerine “Türkiye siyasetinin en değerli isimlerinden biri olan geçmiş Genel Başkanımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz” diye başlayan Başkan Tunç Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “O, hayatı boyunca halk için çalıştı. Öyle ki, şu sözleri siyasi tarihimize altın harflerle yazdırdı: ‘Bizim iki gücümüz var. Hak ve halk’. İşte o halk, onu Karaoğlan olarak bağrına bastı. Ona güvendi. Bülent Ecevit tam 5 kez ülkemizin başbakanlık görevini büyük bir özveriyle yürüttü. ‘Bu düzeni değiştireceğiz’ dedi. 20’nci yüzyılın ikinci yarısında ülkemizdeki değişimin öncüsü oldu.”
“Onun fikirlerini ve icraatlarını daha ileriye taşımaktır”
Ecevit’in icraatlarının arkasında aynı zamanda bir fikir insanı olmasının yattığını belirten Başkan Soyer, “Entelektüel birikimi, şair kimliğiyle bilinen Ecevit, yazı ve denemeleriyle toplumun sorunlarına ışık tutan bir aydındı aynı zamanda. Bir lideri anmanın en güzel yolu onun fikirlerini ve icraatlarını daha ileriye taşımaktır. Ecevit, 1974'te toplanan 22’nci CHP Kurultayı'nda ‘Cumhuriyet Halk Partisi demokratik sol bir partidir’ ifadesinin parti tüzüğüne koyulmasına öncülük etmiştir. ‘Ortanın Solu’ yaklaşımını geliştirerek Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylemlerini toplumun geniş kesimlerine ulaştırmış ve partimizin iktidara ulaşmasına sebep olmuştur. Değerli eski Genel Başkanımız Ecevit bu yaklaşımın çıkış noktasını şu sözlerle ifade eder: ‘Bir insanın düşüncesi baskılardan kurtulabilir ve kişiliği serbestçe gelişebilirse, eğilim ve yeteneğine göre eğitim görebilirse erişebileceği bir düzey vardır. Herkesin o düzeye erişebilmesine imkan vermeyen bir devlet ve toplum düzeni insanlığa aykırıdır. Bazı insanların o düzeye erişmelerine imkân verip bazılarını bundan alıkoyan bir devlet ve toplum düzeni ise hem insanlığa hem adalete aykırıdır.’ Karaoğlan’ın bu sözleri insanca ve adil bir yaşamı kurmak ve kalıcılaştırmak üzere ortaya çıkmış bir dünya görüşünü, yeni bir siyaseti tarif ediyordu. Bu siyasetin iki katmanı vardı. Birinci katmanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Türkiye’nin sorunlarına yaklaşımında ve bu sorunların çözümünde takınacağı tavrı tarif ediyordu. İkinci katmanda ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisinin 60’ların, 70’lerin iki kutuplu dünyasında, Türkiye’yi de aşacak şekilde dünyanın geleceğine dönük bir amacı tarif ediyordu” ifadelerini kullandı.
“İzmir’in bu iradesini çok iyi anlamak lazım”
CHP’nin demokrasi ve barışın ülkemiz siyasetindeki en güçlü savunucusu olduğunu da vurgulayan Başkan Soyer, “İşte bu nedenle CHP ve İzmir arasındaki güçlü ilişki bir tesadüf değildir. Atatürk’ün CHP’si ve Atatürk’ün İzmir’i… Her zaman bu topraklarda barışın ve demokrasinin teminatı olmuştur. Bu yüzden İzmir, bu ülkede halkın iradesi tecelli ettiği günden bu yana sandık başına sadece bir partiyi veya bir adayı seçmek için gitmez. İzmir’in bu iradesini çok iyi anlamak lazım. İzmirliler her seçimde demokrasiye, insan haklarına, bağımsızlığa ve laikliğe oy veriyor. Türkiye’de bu değerleri en iyi temsil eden partiyi ve adayı seçiyor. Bu yüzden biz İzmir’de kendimizle yarışıyor, bu büyük hareket alanını sonuna kadar kullanıyoruz. Bunun da tek yolu İzmir’i dünyayla, Avrupa’yla buluşturmak. Biz bu nedenle beş yıldır kent diplomasisine büyük önem veriyoruz. Bu gayretimizin dünyada tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir anlamı var. Çünkü İzmir hem kadim demokrasinin doğduğu, hem de modern cumhuriyetimizin kurtuluş ve kuruluşunun başladığı yerdir. Tüm bunları dünyayla buluşturmak için büyük bir gayret içindeyiz” dedi.
“Dünyadan uzak durdukça bağımsızlık ve özgürlüğümüzü kaybediyoruz”
Bu çalışmaların bir meyvesi olarak İzmir’in 2022 yılında Avrupa’nın demokratik değerlerini en iyi taşıyan şehir seçildiğini söyleyen Başkan Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Ödülü’ne layık görüldük. Birkaç hafta önceyse Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanı seçilen ilk Türk Belediye Başkanı oldum. Çünkü biliyoruz ki Avrupa’dan, dünyadan uzak durdukça bağımsızlık ve özgürlüğümüzü kaybediyoruz. Onlar karar alıyor, biz uyguluyoruz. Dünyayla ne kadar uyum içinde olursak, özgürlük ve bağımsızlığımızı da, refahımızı da o kadar büyütüyoruz. O nedenle karar süreçlerine dahil olmak mecburiyetindeyiz. Ekonomik demokrasi, Ecevit’in ortaya attığı önemli kavramlardan biri. Biz İzmir’de buna ekolojik demokrasiyi de ekledik. Sosyal demokrasinin tüm ilke ve değerlerini, ekonomik demokrasi ve ekolojik demokrasiyle güçlendirerek yolumuza etmeye çalışıyoruz. Yaşamın her alanında kooperatifleri desteklememiz ve doğayla uyumlu, dirençli bir kent yaşamını inşa etme gayretimiz işte bu yüzden. Karaoğlan’ın ortaya koyduğu bütün düşünce eserlerine ikinci yüzyılın Türkiye’sinde daha fazla sahip çıkmak mecburiyetindeyiz.”
“Değişim kabuk kırmayı, yeniden mayalanmayı gerektiren zorlu bir süreçtir”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihinin değişimin tarihi olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Her değişim bir kabuk kırmayı ve yeniden mayalanmayı gerektiren zorlu bir süreçtir. Bundan yaklaşık 5 ay önce, 22 Haziran’da, ‘Yeni Siyaset Belgesi: İzmir Duruşu’ başlığıyla bir yazı yazmıştım. 14 Mayıs seçimlerinin ardından, partimizde değişimin öncelikli olarak sol, sosyal demokrat değerlere daha sıkı sarılmaktan geçtiğini ifade etmiştim. Bu deklarasyonun ana fikri şuydu: 8 bin 500 yıllık bir demokrasi ve barış şehri olan İzmir, otoriter ve popülist siyasal iklimin ülkemizdeki biricik panzehridir. İşte bu nedenle üzerimizde büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, insan onuruna yakışır bir yaşamın herkes için mümkün olduğu bir Türkiye’yi, Geleceğin Türkiye’sini inşa etmek mecburiyetindeyiz. Ne mutlu ki, 100 yıllık bir siyasi hareket olarak, tarihimizden, eski Genel Başkanlarımızdan, geçmiş kadrolarımızdan öğrenmeye, birlikte tartışmaya ve düşünmeye devam ediyoruz. Bu vesileyle, Genel Başkanımız Özgür Özel başta olmak üzere Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyesi tüm yöneticilerimize yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Bu memlekette biz Cumhuriyet Halk Partililer var olduğu müddetçe ne bu ülkenin ne de bu milletin sırtı yere gelmez. Partimizin bugünlere gelmesinde büyük emeği olan 3’üncü Genel Başkanımız Bülent Ecevit’i bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum. Yolumuz engebeli, yolumuz uzun ama hedefimiz güzel, o hedefe giden yol güzel, bu yolculuk güzel… Hep birlikte ileriye, iyiye, doğruya, güzele yürümeye devam edeceğiz ve mutlaka başaracağız” dedi.
“Simge bir insandı”
Kültür eski Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan, “Ecevit değişimin kendisiydi. Bu ülkede sanki uzaydan gelmiş bir politikacıydı. Politikaya inceliği, nezaketi, saygıyı getiren biriydi. Ama ona sadece politikacı demek haksızlık olur. O simge bir insandı. Bir yurtseverdi. Onu çok özlüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ecevit’ler bu ülkeye hayatlarını adadılar”
Genç bir siyasetçiyken Ecevit’le yol arkadaşı olduğunu ve kendisinden çok şey öğrendiğini aktaran DSP eski Genel Başkanı Zeki Sezer, “Ecevit’ler bu ülkeye hayatlarını adadılar. Kendi özlemlerini yerine getirmediler, ülkenin özlemlerini yerine getirmek için fedakarlık yaptılar. Belediye başkanlarının kırsala yaptığı destekleri görünce mutlu oluyorum. Ecevit köykentlerin önemine vurgu yapıyordu. Şehirleşeceğiz diyorlardı ama şehirleşemedik, mega kasabalar ürettik. Sanırım bundan sonra rahmetli Ecevit’in o konudaki hayallerini sosyal demokrat belediyeler ve ilk seçimden sonra inşallah sosyal demokrat iktidarlar hayata geçirecektir” dedi.
“Toplumsal refahtan pay alamayanlar adına siyaset yapıyoruz”
CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen ise, “Ecevit Türk politikasına şiiri, barışı katmış. Kıbrıs’ın haksızlığa kurban gitmesini önlemiş. Solun Türkiye’de normal hale gelmesini sağlamış” diye konuştu. Öymen ayrıca Ecevit ile birlikte siyaset yaptığı yıllarda yaşadıklarını da anlattı.
SHP eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, “Solda birlik konusuna bizden farklı bakıyordu. Bütün sol partiler seçilsin gelsinler, ittifakı mecliste yapalım diyordu. Sol düşüncenin sınıf tanımını da değiştiren bir başka tanımı ortaya koydu. Toplumsal refahtan yeterince pay alamayanlar… Halkçı Ecevit lafı durduk yere çıkmadı. Toplumsal refahtan kim yeterince pay alamıyorsa biz onların uğruna, adına siyaset yapıyoruz. Sosyal demokratlar bunun için siyaset yapıyor” dedi.
Ecevit’in genç kuşaklar için yaptıklarını anlattı
Merhum Ecevit ile tanışmasını anlatan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ise yürüttüğü siyasi yol haritasına ilişkin değerlendirmede bulundu. Ecevit’in genç kuşaklar için yaptığı hamlelere dair konuşan Büyükerşen, Ecevit’in eğitim, sağlık ve birçok konuda hayata geçirdiği çalışmalardan söz etti.
Program boyunca rahmetli Ecevit’in şiirleri hem kendi sesinden dinletildi hem de İzmir Gazeteciler Cemiyeti Önceki Dönem Başkanı Misket Dikmen ve program yapımcısı, sunucu Ümit Tunçağ tarafından okundu.